"FLAVYAPOLİS" KİTABI YAYINLANDI

Antik Kilikya coğrafyası sınırları içinde bulunan günümüz Kadirli şehrinin bulunduğu yerde Romalılar zamanında FLAVYAPOLİS kenti bulunuyordu. Geçtiğimiz yıllarda bir inşaatın temel kazısında Truva savaş kahramanı Aenias ve sevgilisi Dido’nun aslan avı sahneli mozayikler ortaya çıktı. Osmanlı döneminde Batılı gezginlerin Flavyapolis’i bulma, keşif ve gözlemler yapmak için gelmeleri, 1932 yılında Roma İmparatoru Hadriyanus mozayiğinin burada bulunması Flavyapolis antik kentinin zenginliklerini gözler önüne seriyordu. Tarihçi Cezmi Yurtsever, Türk ve Batılı ülkeler arşivlerinden elde ettiği bilgi ve belgelerle “gizemli” FLAVYAPOLİS antik kentinin unutulan hikayelerini yazdı KİTAP İSTEME ADRESİ -NOBEL KİTABEVİ, AKADAMİSZYEN.COM , Bize Ulaşın : 0533 765 2374

Bilecik’te 8.500 Yıl Önce Gömülmüş İnsan Bulundu




Bilecik’te, Batı Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olduğu düşünülen alanda 8.500 yıllık insan iskeleti bulundu
Batı Anadolu’daki ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu ortaya çıkan ve bir apartmanın bahçesinde yer alan kazı alanında, 8.500 yıllık olduğu insan iskeleti bulundu.

Bilecik Belediyesi’nin sponsorluğunda yürütülen Bahçelievler kazısında bulunan bu iskeletin 8.500 yıl önce yaşamış, 14-18 yaş aralığında bir erkeğe ait olduğu düşünülüyor. Bu iskelet, Bilecik ve Batı Anadolu’da bilinen en eski insan mezarı olma özelliği taşıyor.

C: Bahçelievler Kazısı

Bahçelievler Mahallesi’nde Bilecik Arkeoloji Müzesi yönetiminde ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nden Doç Dr. Erkan Fidan bilimsel danışmanlığında yürütülen kurtarma kazılarında önemli bulgulara rastlandı.

Kazı alanında bulunan organik malzemelere uygulanan Karbon14 tarihleme yöntemi, buradaki yerleşmenin yaklaşık 9.000 yıllık olduğunu ve en az 500 yıl boyunca kesintisiz bir yaşam olduğunu ortaya çıkardı.

Sürdürülen kazı çalışmalarında kemiklerden ve taşlardan yapılmış aletlerin yanısıra, ilk defa bir insan iskeleti bulundu. Binlerce yıl önceki yerleşimin avlusunda bulunan insan iskeletinin Batı Anadolu’da günümüze ulaşan en eski insan iskeleti olduğu belirtiliyor.

Kazılar Dairesi Başkanlığı da konu hakkında bir paylaşım yaptı ve “Bilecik Bahçelievler Mahallesi kazılarımızda, 8 bin 500 yıllık bir iskelet bulundu. Bugüne kadar bilinen en eski Bilecikli. Heyecan verici bulgular için kazmaya devam.” dedi.



Mısır’da 2 bin 500 yıllık 13 tahta tabut bulundu

 





Mısır’da arkeologlar, 2 bin 500 yıllık olduğu belirtilen 13 tahta tabut bulunduğunu duyurdu. Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı, tabutların 11 metre derinlikte bulunduğunu açıkladı.


Mısır’da Kahire'nin 24 kilometre güneybatısında, Mısır'ın en eski başkenti Memphis'te yaşayanların defnedildiği Sakkara bölgesinde 2 bin 500 yıllık 13 tahta tabut bulundu
Arkeologların bölgede yaptığı çalışmalarda, yerin 11 metre altında bulunan tabutların geçen binlerce yıla rağmen iyi korunmuş oldukları açıklandı.
Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Kahled Al-Anani, bulunan tabutlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Yeni bir arkeolojik keşif yapıldığındaki tarif edilemez bir his. Sakkara’daki yeni keşfe dair açıklamaları takipte kalın” dedi.
Uzmanlar, tabutların bulunduğu gömü alanının 3 bin yıllık olduğunu düşünüyor.
                                                 Kaynak: NTV.COM 





OSMANLI COĞRAFYASINDAN BABİL ASMA BAHÇELERİNİ ALMANYA’YA GÖTÜREN VEYA SOYGUNU GERÇEKLEŞTİREN ALMAN ARKEOLOG KOLDEWEY’İN HİKAYESİDİR.

 


ROBERT Koldewey, 1855-1925 yılları arasında yaşayan ünlü Alman Arkeolog. Mesleğinin ilk yıllarında Osmanlı coğrafyasına geldi. Truva kazılarını gerçekleştiren Alman Karl Human’ın ekibinde 1883 yılında Adana vilayeti Islahiye Zincirli Höyük kazılarına katıldı. Elde ettiği tecrübeler ile 1900’lü yılların başlarında Irak(ta ve Bağdat’ın güneyinde Dicle nehri kıyısında Babil harabe şehrin bulunduğu yerde kazılar yaptı.  Babil Kralı Nabukadnazer zamanında yapılan ve Dünyanın Yedi Harikası arasında yer alan Asma Bahçeleri şehrinin bulunduğu yerde keşif ve kazı çalışmaları sonucu çok sayıda tuğla parçası buldu.

Koldewey’in bulduğu eserler Osmanlı Hükümeti tarafından ‘değeri olmayan’ tuğla parçaları olarak görüldü. Ve yerinden alınarak Almanya’ya götürülmesine onay verildi.  Babil tuğlaları Almanya’da  Pergamon Müzesinde yapılandırma işleminden geçirilerek İŞTAR KAPISI adı altında ayağa kaldırıldı. Ve günümüzde Almanya’nın dünyaya tanıttığı en önemli tarihi eserler arasında yer almaktadır.

Koldewey’in Babil harabelerinde bulduğu tuğla parçalarını yerinden alarak götürmesi bilimsel ahlaka aykırı ‘soygun’  ve arkeolojik kazı özelliğindedir.

........................

Koldewey, Osmanlı başkenti İstanbul'da kaldığı günlerde 

                                Babil asma bahçeleri harabeleri 
                                                  Babil harablerinde İŞTAR KAPISI 

    Almanya Berlin'deki Pergamon Müzesinde Babil İştar Kapısı 

 

ALMAN ARKEOLOG WİNCKLER, BOĞAZKÖY'DE BULDUĞU HİTİT TABLETLERİNİ ÜLKESİNE GÖTÜRDÜ




   1907 yılında kazı yapmak üzere Hitit tarihi başkenti Boğazköy'e gelen ve burada kazılar yapan Alman arkeolog Winckler, bulduğu çivi yazılı tabletleri onarım yapmak üzere ülkesi Almanya'ya götürdü. Sonrasında 1. Dünya Savaşı ve Osmanlı'nın tarihe karışması ile birlikte geçen yıllar sorasında Türkiye'nin isteği üzerine çok az sayıda Hitit tablet Türkiye'ye geri döndü. 

    Winckler'in gerçekleştirdiği Boğazköy kazıları ve bulunan eserlerin yurt dışına kolayca götürülmesi olayı Alman emperyalizminin Osmanlı ülkesini ne kadar derinden etkilediğini de göstermesi bakımından önemlidir. 

ÖNCE DEMİRYOLU SONRA EFES ANTİK KENTİNİN SOYGUNU

                                     Osmanlı Hükümeti ile İngiliz Demiryolu şirketleri arasında 1856 yılında İzmir-Aydın demir yolu yapım anlaşması imzalandı. Kısa süre sonra istasyonlar ve geçiş yolları üzerinde çalışmalar da yoğunlaştırıldı. Aydın vilayeti sınırları içinde ve AYASLUG yakınlarında tarihi Efes harabelerinin bulunduğu yerde istasyon binası yapıldı. Ve burada tarihi antik kentte arkeolog John Turtle Wood ve ekibi kazı çalışmalarına başladılar. Bulunan eserler önce  istasyon binalarında toplandı. Sonra İzmir üzerinden İngiltere'ye kaçırıldı. Çalışma esnasında İngiliz arkeolog'un hazırlamış olduğu bu harita Efes'te kazı     yapılan yerleri gösterir. 

FATİH’İN TABLOSU İNGİLTERE’YE NASIL GÖTÜRÜLDÜ?




Osmanlı Venedik Savaşları 1463-1479 yılları arasında sürdü gitti, Akdeniz hakimiyeti savaşın asıl sebebi idi. Savaş sona erdiğinde ve barış anlaşması imzalandığında Fatih’in isteği üzerine Venedikli bir ressamın İstanbul’a gönderilmesi ve Osmanlı hizmetinde çalışmalar yapması istendi. Venedik’in ünlü ressamı Gentile Bellini, İstanbul’a geldi ve Sultan Fatih’in çok bilinen tablosunu yaptı.
Fatih'
in ölümünden sonra Osmanlı Padişahı olan 2. Bayazıt döneminde resim yapmanın günah olduğu görüşünde hareketle sarayda bulunan Fatih’in tablosu dahil bazı eserler el değiştirildi. Ve aradan yüzyıllar geçti. 1870’li yıllarda İstanbul’da Büyükelçi olarak görev yapan Henry Augustun Layard, Fatih’in tablosunu satın alarak kendi ülkeli İngiltere’ye götürdü. Günümüzde Fatih’in tablosu Londra’da Viktoria ve Albert Müzesi’ndedir

"FLAVYAPOLİS" KİTABI YAYINLANDI

Antik Kilikya coğrafyası sınırları içinde bulunan günümüz Kadirli şehrinin bulunduğu yerde Romalılar zamanında FLAVYAPOLİS kenti bulunuyord...